The Matrıx Resurrectıons'a Dair

 The Matrix gerek teknik gerek felsefi yapısı düşünüldüğünde bilim kurgu sinemasının mihenk taşlarından kabul edilir. Wachowski kardeşler, senaryoda Jean Baudrillard’ın “Simülakrlar ve Simülasyonlar” kitabından esinlense de alt metni sadece bu kitapla sınırlamak mümkün değil. Doğu ve Batı düşünce dünyalarının harmanlandığı zengin bir gelecek öyküsü diyebiliriz Matrix için.



Sinema tarihinde önemli bir yere sahip The Matrix’in ardından 2004’te çekilen iki devam filmi (The Matrix Reloaded, The Matrix Revolution) seyirciyi ilki kadar tatmin etmese de hikayeyi tamamlayan önemli filmlerdi. Lana Wachowski bundan yıllar sonra devam filminin geleceğini duyurdu ve bizler merakla beklemeye koyulduk.

The Matrix Resurrections’tan hemen önce sinemalarda The Matrix, imax versiyonuyla tekrar vizyona girdi. Efsaneyi dev ekranlarda izlemek benim adıma harikaydı, izleyici kitlesini canlandıran başarılı bir hamleydi. Bizlerin heyecanı daha da artmışken The Matrix Resurrections 2021 Aralık’ının son haftası sinemalarda ve HBO Max’de yer aldı.

Resurrections izleyiciyi ikiye böldü demek çok zor çünkü ortada yüzlerce farklı fikir ve grup var. Fakat ben yakın çevremden bir genelleme yapacak olursam The Matrix efsanesiyle büyümüş y kuşağı filmden hoşlanmazken z kuşağının filmi beğendiğini söyler ve benim de salondan mutlu ayrıldığımı eklerim.

 


The Matrix Resurrection, fikir olarak çok iyi başlasa da bunu finale kadar götürmeyi başaramıyor. Filmde Thomas Anderson’ı yaptıklarından bihaber görüyoruz. Yaşanan her şey Thomas’ın zihnine bilgisayar oyunu şeklinde aktarılmış ve bu oyunun yazılımcısı ta kendisi. Thomas zihninde anlamlandıramadığı her şeye rağmen birçok intihar denemesinin de ardından yaşama devam ediyor. Neo’nun bu hallerine alışık olmayan seyircinin kısa bir şaşkınlığı sonrası Neo’nun bilinçaltı olaya dahil oluyor. Böylece Resurrections’ın ana hikayesi yeni karakterler Bugs ve Morpheus ile başlıyor. The Matrix Resurrections, üçlemenin aksine ilk yarısında oldukça fazla komedi unsuru içeriyor. İkinci yarısı da tamamen romantizm odaklı. Matrix’in genel kitlesi yüksek bilim kurgu beklentisi içinde olunca yönetmenin bu seçimi karşısında hayal kırıklığı da beraberinde geliyor.

Resurrections’ın en büyük sorunu yirmi yıl önceki teknolojik imkanların üstüne hiç koymamış olması. Üçlemedeki efektler dönemine rağmen seyirciyi büyülerken şu an bunu göremiyorsunuz. Lana Wachowski duygusal odaklı kurgulamış filmi. Düşüncelerini de yan karakterler aracılığıyla aktarmayı ihmal etmemiş, kendini olabildiğince açıklamış. Seyirciyle açık açık konuşmuş. Yönetmen ve hayran kitlesinin The Matrix’e bakış açıları zıt, fakat en nihayetinde filmi Lana çekiyor. Ve Lana, Resurrections’ın temeline “aşk”ı koymuş.



Geçtiğimiz aylarda vizyona giren Lisa Joy’un “Reminiscence” filmi de romantizm odaklı olup bilim kurgu beklentilerini karşılayamamıştı. Resurrections’ın özellikle ikinci yarısını izlerken benzer duygular hissettim.

Başta filmi gençlerin daha çok beğendiğini dile getirmiştim. Bunu yeni nesil süper kahraman filmleri bazında açıklayabilirim. Resurrections, yer yer güldürürken yer yer hüzünlendiriyor. Romantizmi de komediyi de hafif bilim kurgusal zeminde yürütüyor. İlk film kadar derinlere dalmayıp üçlemenin genel fikir yapısını yeni bir şey eklemeden sürdürüyor. Ortalama bir Marvel filmiyle kıyasladığımda onlardan aldığım zevki Matrix Resurrections’tan da fazlasıyla aldım. Bu perspektiften bakıldığında kötü olmayan bir aksiyon filmi bulunacaktır. The Matrix evreni yönünden bakmaya gerek duymuyorum çünkü ikinci ve üçüncü film, dördüncü filme olan beklentimi bu yönde şekillendirmişti çoktan.

Resurrections’ta, sağlanan barışın ardından altmış yıl geçmiş. Bu, filme dair birkaç karakter dışında herkesin yeni olmasını açıklıyor. Yeni ekibi ve dönüşümleri kendi adıma sempatik buldum, daha fazla tanıdık yüz görmek istesem de bu haliyle de salondan memnun ayrıldım.

Yorumlar

Popüler Yayınlar